koyun edebiyati

  • ana sayfa
  • yazintilar



  • belirsizlik

    sabah ezanı okundu kısa bir süre önce. gün aymaya başladı.
    yine uykusuz ve verimsiz bir gece. şimdi uyursam öğlen oniki
    gibi kalkacağımı zannediyorum. aslında bundan emin olmam gerekirdi.
    çünkü hep gece dörtlerde uyuyup öğlen onikide kalkarım. ama bu yine
    de bir belirsizlik. herşey gibi bir belirsizlik. herşey neden bu
    kadar belirsiz. şu an kafamı yastığa koyarsam bir daha kaldırabilecek
    miyim? bir belirsizlik. peki kafamı yastığa koyabilecek miyim? iki
    belirsizlik. deprem olacak mı o geceki gibi? üç belirsizlik. daha,
    hiçbir eyleme geçmeden üç belirsizlik çıktı ve daha da çoğaltılabilir
    bu. şans eseri yaşıyoruz. her eylemimizde, her düşüncemizde zarlar
    yeniden atılıyor. birileri kaybediyor. birileri kazanıyor. hiçbirimiz
    farkında olmadan oluyor bunlar. tanrının zarları. tanrı, neden bazılarının
    kaybetmesini istiyor? keyif mi alıyor kullarının kaybetmesinden? bizler
    -en azından bu yazıyı okuyabilenler- şanslı olanlarız. belli bir yaşa,
    belli bir zeka kademesine gelebilmişleriz. peki ya daha doğmadan kaybedenler?
    tanrının öldürdükleri? insanlara öldürmeyi yasaklayan tanrı neden öldürme
    serbestliğine sahip? bu serbestliğini neden kötüleri -cehennemlikleri-
    temizlemek için kullanmıyor? bazı insanları sınamak diğerlerinin canına
    kıymaktan daha mı değerli? emirlere uyanların cennete gidip gitmeyeceği
    dahi belirsizlik. öyleyse bu belirsizliğin içinde neden bir umudu körü
    körüne takip ediyoruz? başımıza gelebileceklere dair en ufak bir fikrimiz
    yok iken bizi yaşamaya iten şey ne? belirsizliğin çekiciliği için mi
    yapıyoruz her şeyi?